Thailand ( Bangkok – Phuket – Phi Phi – Koh Samui – Chang Rai – Chang Mai )
2009 yılının Nisan ayında 3 haftalığına Thailand’a gittik. Türkiye’den satılan turlar çok kısa süreli olduğu için ve de gitmek istediğimiz yerleri kapsamadığı için Thailand’dan kendimize özel tur ayarlamayı tercih ettik.
Gezdiğimiz yerlerden bence görülmeye değer olanlar sırası ile Koh Phi Phi , Koh Samui ve Phuket.
Ada anlamına gelen Koh tüm adaların başında yer alıyor.
Kuzey Thailand ise bir kez görülebilir. Bence Bangkok çok da görülesi yerler arasında değil.
Daha önceki yıllarda Thailand’a gidenlerin genel görüşü ; çok ucuz ve kolaylıkla pazarlık yapıldığı yönündeydi. Benim düşüncem ise artık eskisi gibi olmadığı.
Thailand tatiliniz boyunca bol bol deniz ürünleri yiyebilirsiniz.
Sanırım Bangkok’tan hoşlanmama sebebim hijyen problemi! Detaylar yazımın ilerleyen kısımlarında…
THY ile İstanbul’dan Bangkok’a gidip o gece Bangkok’ta kalmadan direkt Phuket’e gittik.
PHUKET
Phuket tatil için güzel bir başlangıçtı. Kaldığımız otel de konum olarak rahat olduğu için yürüyerek her yere ulaşıp güzel vakit geçirdik.
Akşamları barlar sokağına gittiğinizde kapıdaki kişilerin bayan olup olmadığını anlamanız biraz zor. Phuket gece hayatının son derece hareketli olduğunu da söylemeliyim.
Phuket Deniz , kumsal , güneş şeklinde tatil yapmak isteyenler için ideal.
Güneşlenmeye karşı olduğumuz için kumsalda gölgelenirken(!) , aloevera satmaya çalışan bayana son derece bilmiş bir şekilde bizim ihtiyacımız olamaz diye yorum yaptıktan 2 gün sonra , eczaneden aloevera alıp günlerce sürmek zorunda kalmamız da tatilin bize acımasız oyunu oldu. O kadar dikkat etmemize rağmen Thailand güneşi bizden üstün geldi.
Phuket’te yapılması gerekenlerin başında James Bond Adası Turu’nu da kapsayan Ngo Bay ( Joiner Tour ) ve Fantasea Show geliyor. İkisi de gitmeye değer!
Ama ikisini de aynı gün planlamamalısınız. James Bond adası turundan döndükten sonra çok yorgun oluyorsunuz. Sonrasında Fantasea Show’a gitme ihtimaliniz pek yok.
Bir günümüzü James Bond Adası’na ayırdık. Otelimizden alındıktan sonra Tham Lawd , Koh Ping Gan Adası ( James Bond Adası ) , Panak Island ve Wat Suwan Khula tapınağı’na gittik. Sabah 9:00 ile 17:00 arasında süren bir tur. Long tail botlarla tura başlıyorsunuz.Binmeden önce can yelekleri giydiriliyor.
Panak adasında kano yapılan kısım turun en güzel kısmıydı. İkişer kişi kanolara bindik. Tabii bir de kullanan kişi vardı.
Denizden yüksekliği 30-40 cm olan kayalık kısımlardan kanoda tamamen yatarak geçtikten sonra etrafı kayalarla kapalı , üzeri açık mağara görünümlü yerlere girdik. Gerçekten güzeldi.
Denizin ortasında dondurma,içecek satanlar da vardı.
Turda öğle yemeği vardı ama yemek mümkün değildi. Müslümanların yaşadığı Gypsy Village’ta son derece kötü bir restoranda yemek getirdiler ve biz hiçbir şey yiyemedik.Herşey çok pisti…
James Bond adasında inci satan küçük tezgahlardan alış veriş yaptık. Aldığım yüzükleri çakmak ile kontrol ettirdim ama kolyeyi kontrol etmemiştim ve maalesef sahte çıktı. Mutlaka ne alıyorsanız kontrol edin. Kontrolün nasıl yapılması gerektiğini Filipinler yazımda belirtmiştim.
Maymunların olduğu tapınakta ise yatan büyük bir Buddha var. Tapınağın dışı ise maymunlarla dolu.
Muz alıp besleyebiliyorsunuz.Sizin de bir şeyler yemeniz mümkün değil.Her şeyi yemeye geliyorlar.
Anne maymun ve yavrusu…
Bana mı bakmıştınız ? 🙂
Güzel bir günün ardından Phuket’e döndüğümüzde günün yorgunluğunu Thai masajı yaptırarak atmayı tercih ettik. Zaten tatil boyunca her boşlukta masaj yaptırdık. Tavsiyem farklı yerleri denemeniz. Bazısı gerçekten çok beceriksiz, bazısı ise müthiş. Vücut masajı dışında ayak masajı da yaptırmalısınız.
Fantasea Show hem yemekli hem de yemeksiz olarak satılıyor. Biz yemeklisini tercih ettik. Açık büfe yemekten sonra Show başlamadan önce kaplanların olduğu bölümü de gezmelisiniz. Bengay kaplanları son derece ihtişamlı.
Ördekler yenmeye hazır
Show’a girişte cep telefonu ve fotoğraf makinelerini teslim etmeniz gerekiyor. Verilen numaralar sayesinde çıkışta geri alıyorsunuz.İçeride resim çekilmesine izin verilmiyor.Kendileri çekiyorlar ve sonrasında satın alabiliyorsunuz. Küçük aslanları besleme şansına da sahip oluyorsunuz. O kadar hızlı süt içiyorlar ve o kadar hareketliler ki….
Show muhteşemdi! Ne kadar çok etkilendiğimi anlatamam.Sırf bu show’u izlemek için bile Phuket’e gidilir.
PHI PHI
Phi Phi adası Türkiye’den satılan turlarda günübirlik ekstra olarak veriliyor. Belki de buradaki acentaların yaptığı en büyük hata böyle bir turu günübirlik yapmaları.
Bizim en çok merak ettiğimiz yer Phi Phi (pi pi okunur) olduğu için konaklamalı olarak tatilimizi planladık ve 2 gece kaldık.Günübirlik gitmek son derece yorucu.
Achada Pier’den botlara binerek 2 saat süren konforsuz bir yolculuktan sonra Phi Phi’ye ulaşıyorsunuz.
Bu yolculuğun ardından sonrasında bir de adanın etrafını gezmek pek de mümkün değil. Bir de 2 saatlik geri dönüş eklenince günübirlik Phi Phi adasını gezmek hiç de kolay olmayacaktır.
Akşamüzeri Phi Phi’deydik ve akşam sahilde yürürken kumsal ne kadar kötü diye düşündüm. Son derece geniş bir alandı. Sabah kalktığımızda ise yürüdüğümüz alanın deniz olduğunu anlayınca gelgitin etkisini fark etmiş oldum.
Andaman Beach Resort’ta Deluxe Building’de kaldık. Çok güzel ve nezih bir oteldi,tavsiye ederim.
http://www.andamanbeachresort.com/
Ertesi gün için ada turu ayarladık.Sadece bize özel tur yapan long tail boatlar vardı ama biz acenta üzerinden almayı tercih ettik. Diğerleri için her yere götürmeyip kısa kesiyorlar diye duyum aldığımız için olayı riske atmak istemedik.
Phi Phi adası , Phi Phi Don ve Phi Phi Lee diye iki kısımdan oluşuyor. The Beach filminin çekildiği MaYa Bay Phi Phi Lee kısmında yer alıyor.
Phi Phi Don ise yaşam alanlarının olduğu kısım.
Snorkelling her ne kadar yeterli olsa da daha fazlasını isteyenler için pek çok dalış merkezi mevcut. Köpekbalıkları her mevsim görülemiyor. Biz şinorkel yapmayı tercih ettik. Kendi maske ve şinorkelinizi götürmenizi öneririm.
Denize ilk girdiğimde resmen çığlık attım. Bu kadar çok balığı bir arada hiç görmedim ve etrafım muhteşem renkli balıklarla çevriliydi.
Türkiye’de dalış yaptığınızda bile sadece birkaç tane gördüğünüz balıklardan şinorkel ile yüzlercesini görebiliyorsunuz.
Balıklarla yüzerken…
Birisinde öyle bir yerde durduk ki ben girmeye cesaret edemedim. Balıklardan hiç boş alan yoktu.
Evet , bunların hepsi balık
MaYa Bay ise oldukça kalabalık. İğne atsan yere düşmüyor deyimi burası için kullanılabilir.
Güneşlenme ihtimaliniz bence söz konusu değil. Gördüğünüz boş plaj görselleri de gerçekçi değil.
Maya Bay
Mola yerlerinden birisi olan maymunlar plajında 2şer kişilik 2 Türk grupla karşılaştık. Her 2 grup da kendi imkanları ile Thailand’a gelmişlerdi. Ama ikisi de Phi Phi’de kalmayıp Phuket’te kaldıkları için çok yorulmuşlardı bile.
Maymunların olduğu plajda mümkün olduğunca kimse maymunlara yaklaşmazken bu durum tabii eşimi durdurmadı ve resim çekmek için yakınlarına doğru gitti. Sonuç ; bir adet maymun tarafından bacağı tırmalandı.
İçecek satanlar bacağına bir şey sürdüler. O kadar vahşilerdi ki başka yaklaşan olmadı. Gelenler genelde denizin içinde kalmayı tercih ediyorlardı.
Gün sonunda mutlu bir şekilde adaya geri döndük. Restoran alternatifi çok fazla. En kötü ihtimalle bir İtalyan restoranına gidip bildik akdeniz mutfağı tadını deneyebilirsiniz. Bottan indiğinizde geçtiğiniz daracık sokaklarda bol bol meyve satılıyor.Zaten Thailand’da kahvaltılarda sürekli karpuz ve ananas yiyorsunuz.
Köpekbalığı dişleri
Phi Phi adasında araba veya motorsiklet kullanılmıyor. Tek araç bisiklet. Yürüyerek her yere gidebiliyorsunuz.Son derece sessiz bir ada…
Kıyıya yakın yerdeki karartı yosun değil , balık sürüsü
Kaldığımız akşam full moon vardı ve oldukça eğlenceli bir beach party’ye katıldık. Kovalarla içkiler içip süper vakit geçirdik.
Ateş altından geçmek de gecenin ilerleyen saatlerindeki heyecan dolu aktivite.
SAMUI
Phi Phi’den sonra gideceğimiz yer Koh Samui idi. Phuket’e tekne ile geri döndükten sonra havaalanına gittik ve Phuket’ten direkt Samui’ye uçtuk.
Ben Samui’yi beğendim ; ama eşim çok da beğenmedi. Onun favorisi her zaman Phi Phi.
Samui’de motor kiralayıp adanın tamamını motor ile gezdik. Trafik sağdan olduğu için dikkatli olmak gerekiyor.
Thailand’da Songkran (yeni yıl) olduğu için Samui’de,Chang Mai’da ve Songkran’ın son günü Bangkok’ta bol bol ıslatıldık ve pudralandık. 13-14-15 Nisan Songkran olarak kutlanıyor.
Motor Songkran için çok yanlış bir tercihmiş. Kutlamaların nasıl bir çılgınlık boyutunda yaşandığını anlatmak sanırım zor olur.
Bütün gün ıslak gezdikten sonra akşam kuru şekilde dışarı çıkıp , hemen ardından İngilizler tarafından üst kattan dökülen soğuk sular durumu biraz anlatabilir belki.
Samui’de üzerimdeki elbise sürekli ıslaktı ve durduğumuz yerlerde sıkmak durumunda kalıyordum. O kadar çok ıslandık ki…
3 gün boyunca ıslak gezdik diyebilirim. Tabii en sulu günümüz Koh Samui idi.
Yolda önünüzü kesenler bazen hortumla,bazen kovalarla üzerinize su atıyor ve durdurduğunda yüzünüze ve kollarınıza bol bol bebek pudrası sürüyorlar.Pick up’larda kocaman varillerle yola çıkıyorlar ve arabalardan birbirlerini ıslatıyorlar. Su tabancaları herkesin elinde… Sinirlenseniz bile yapacak bir şey yok.Aslında biz özellikle Songkran’da Thailand’da olmak istedik. İyi ki de istemişiz. Farklı bir deneyim olduğu kesin. Hatta belki de en çok aklımızda kalan anıların başında geliyor.
Motor ile gezerken Büyük Buddha’ya , Hi Ta&Hin Yai ( kadın-erkek) kayalıklarına , Na Muang Şelalesine ,Mummy Monk mumyanın olduğu yere,Secret Buddha Garden , Wat Plai Laem’e de gittik.
Burada Küstüm Otu olarak bilinen Mimosa Pudica’dan da görme şansımız oldu.
Oldukça ilginç bir bitki. Dokunduğunuz anda büzüşüyor.
Sanırım gezilmesi gereken her yere gitmiş olduk. Sadece Secret Buddha Garden’a gidişimiz biraz zorlu oldu. Motor küçük geldi ve tırmanmak pek de mümkün olmadı. Buraya çıkarken araba ile gitmek daha doğru olurmuş.
Na Muang Şelalesi’ne gittiğimizde fillere binerek gezdik. Aslında çok da mutlu olmadım.Zavallı file eziyet ettiğimizi düşündüm ve bu yüzden bir daha file bineceğimi hiç sanmıyorum.
Sarı karpuzu seven birisi olarak bulduğumuz her yerden sarı karpuz almayı da ihmal etmedik.
Gelelim yine Samui’ye…. Full Moon’da Samui’deyseniz gitmeniz gereken yer Koh Phangan … Özellikle full moon partileri ile meşhur olan bir ada. Full moon’un en iyi gözlemlendiği yermiş.Her ay yaklaşık 10bin-30bin arası kişi parti için geliyormuş. Tabii gidip hemen dönmek yok. Geceyi plajda sabahlayarak geçiriyorsunuz ve tekneler dolu olabileceği için önceden ayarlama yapmak en doğrusu.Biz maalesef full moon’da samui’de olamadığımız için gidemedik. Umarım bir sonraki gezimizde denk gelir de gideriz…
Koh Samui’nin bence en farklı yeri havaalanıydı. Sadece üst kısmı kapalı , etrafı açık ve daha çok tatile devam ediyorsun hissini uyandıran oldukça farklı bir alan. Belki de yıllardır havaalanlarında çalışan birisi olarak daha da ilgimi çekmiştir…
Bekleme yerleri…
Cobus
Kontuar
Kontuarlar , bekleme salonları ve cobuslar süper!
Cobus
CHIANG MAI – CHIANG RAI
Samui’den Bangkok aktarmalı olarak Chang Mai’a uçtuk. Kuzey kısımda tabii iklim biraz daha farklıydı.
Chiang mai’ın gece pazarına gitmeyi aklıma koyduğum için akşam kendimizi pazarda bulduk. İpekleri oldukça meşhur …
White Temple ( Wat Rong Khun ) ve Golden Temple çok görkemliydi. Sıcak su kaynaklarında yumurta pişirenler , kızarmış küçük kurtcukları satanlar da diğer gördüklerimizdi.
Doğal Kaynakta Pişirilen Yumurtalar
White Temple
Golden Temple
Kızartılmış Kurtlar
Golden Triangle da turun bir diğer bölümüydü. Laos’a gidip sefaleti görmek biraz hüzünlüydü. Kobra yılanı ve akrep ikilisinden oluşan ilginç viski ise bazıları tarafından büyük bir zevkle içilse de biz tatmaya cesaret edemedik.
Laos’ta tattırmak için sundukları içki varillerinin içerisindeki kocaman yılanların olduğu içki, içerisinde yılan derilerinin yüzmesi ile hiç de cazip değildi.
Turun sonunda Long Neck – Big Ears olarak bilinen Karen’ların olduğu köye gittik.
Sadece Afrika’da ve Thailand’da yaşayan bu halk boyunlarına,bileklerine çocukken halkalar takarak aslında kemiklerini kırıp kendilerince estetik bir hal oluşturuyorlar. Çocuklar ne kadar ağlarsa ağlasın bu halkalar çıkartılmıyor ve zamanla yenileri ekleniyor.Zaten çıkartılırsa ölüyorlar… Boyunları ne kadar uzun olursa o kadar güzel olup kuğuya benzediklerini düşünüyorlar.
Köydeki en uzun boyunlu bayan
Ben de , örnek olarak gösterdikleri halkalardan boynuma taktım. O kadar ağırdı ki taşımak cidden zor.
Bir de kulaklarına taktıkları halkalar var.Önce küçük halka , daha sonra ise zamanla büyük halkalar takıyorlar.Çıkartıklarındaki görüntü çok çok kötü.En azından benim için öyleydi.
Halka takılı hali
Bu da çıkartıncaki görüntü
Köyde bir de bağış kutusu var. Ördüklerini satarak ve bağışlarla ayakta duruyorlar. Giderseniz lütfen siz de bağışta bulunun.
Karen’lar belki de Thailand’ın kuzey kısmının en ilginç kısmı idi.
BANGKOK
Tatilimizin son kısmında da Bangkok’a gittik. Bangkok bana göre 1 kereden fazla gitmeye gerek olmayan bir şehir. Özellikle Thailand’ın diğer güzel yerlerini gördükten sonra hiç de güzel gelmedi.
Floating Market için yaklaşık 2 saat süren uzunca bir araba yolculuğu yaptıktan sonra meşhur yüzen çarşıya gittik.
O kadar pis bir görüntüydü ki insanın alışveriş yapası gelmiyordu. Dibi görünmeyecek kadar pis olan bir nehirde Thai’ların hem yıkandığını , hem çamaşır yıkadığını , hem de yemek yedikleri tabakları suyun içine sadece sokup çıkartarak yıkadıklarını görmek , üzerine de aynı nehirde kocaman yılanları görmüş olmak durumu sanırım biraz olsun açıklar.
Benim için yüzen çarşı hayal kırıklığı idi.
Tuk tuk
Hindistan cevizi içinde dondurma
İyi Tatiller!